Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Klasik Türk edebiyatı, bilinen diğer adıyla divan edebiyatı, sanıldığının aksine yerel unsurları bünyesinde barındırmayan ve özellikle sadece elit tabaka olarak adlandırabileceğiniz saray ve çevresini işleyen ve sadece o tabaka etrafında cereyan eden bir edebi ekol değildir. Muhtevasında şiiri teşekkül ettiği dünyanın âdet, gelenek, kültür, beslenme, inanç, ahlak vb. gibi doğrudan sosyal hayattan beslenen konularını da içerir. Böylece divan şiiri sosyal tarih alanında bir çok konunun takip edilebileceği, incelenip araştırma konusu yapılabileceği akademik bir alan olarak karşımıza çıkar.
Namık Kemal klasik Osmanlı, yahut divan edebiyatına bağlı son divan şairlerinden biridir. Onun devrinden sonra divan edebiyatı itibarini kaybetti. Muallim Naci etrafında bir geçiş safhasından sonra edebiyatımız, önce Edebiyat-i Cedide, sonra Fecr-i Ati denilen akımlarla, özellikle fransız edebiyatının etkisi altında Batılılaştı.
Sayfa 69 - Remzi Kitabevi, 18. BaskıKitabı okudu
Reklam
Divân edebiyatı, kuvvetli bir sanattır. Bu edebiyat, ancak realiteden kurtulduğu yerde, yani Fuzulî’de ve Tasavvuf şairlerinin elinde yüksek sanat değerini kazanabilmiştir.
Sayfa 254Kitabı okudu
XIX'uncu yüzyılın sonlarından bu yana ancak, bir araştırma ve inceleme alanı olarak, türk halkbiliminden söz edilebilir. Daha önceleri, kimi bilginler ya da yazarlar, farkına varmadan türk halkbilimine katkıda bulunmuşlardır. Bunların en eskisi Kaşgarlı Mahmut'un büyük yapıtı, Divân-ı lugât-it-Türk (XI'inci yüzyıl), atalar sözü, halk şiiri, inanışlar, töreler ve törenler, v.b. konularda Anadolu öncesi türk halk kültürünün incelenmesinde başvurulacak önemli bir kaynaktır.
Sayfa 15 - Gerçek Yayınevi - PDFKitabı okudu
Hayat şartlarının değişmesi ve modern dünyanın etkisi ile başkalaşan düşünce sistemi, Divân edebiyatının halktan tamamiyle kopmasına yol açmıştır. Ancak daha da önemlisi, Cumhuriyetle birlikte, pek çok alanda olduğu gibi, Divân edebiyatına karşı da organize bir düşmanlığın başlamış olmasıdır. Saray edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı edebiyatı, aristokrat edebiyatı, havas edebiyatı gibi yakıştırmalarla âdeta bir suçlu muamelesi yapılmış ve başta aydınlar olmak üzere Batı alternatifi karşısında bu edebiyat küçümsenmiştir.
XIX’uncu yüzyılın sonlarından bu yana ancak, bir araştırma ve inceleme alanı olarak, Türk halkbiliminden söz edilebilir. Daha önceleri, kimi bilginler ya da yazarlar farkına varmadan Türk halkbilimine katkıda bulunmuşlardır. Bunların en eskisi Kaşgarlı Mahmut'un büyük yapıtı, Divân-ı lugât-it-Türk (Xl'inci yüzyıl), atalar sözü, halk şiiri, inanışlar, töreler ve törenler, v.b. konularda Anadolu önesi Türk halk kültürünün incelenmesinde başvurulacak önemli bir kaynaktır.
Reklam
Oğlancılığın zaman içinde bir üstünlük işareti taşır hale getirilme­siyle oğlanlara yönelik övgüler almış başını gitmiştir. Divan Edebiyatı denilen edebiyatın en önemli konusu, işte bu oğlanlara yönelik öv­gülerdir. Bu şiirlerde, güzel sevgili olarak tasvir edilen tipler büyük ölçüde erkek güzeli oğlanlardır. Bunlar kadın gibi tasvir edilmişlerdir. Sevgili, Divan Edebiyatı'nda oğlanken, halk edebiyatında kadındır.